Kapalı Kutu: NERMİN ER

29 April - 28 May 2011

Nermin Er’in üçüncü kişisel sergisi “Kapalı Kutu” 29 Nisan’da açılıyor.
1995 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Heykel Bölümü’nden mezun olan Nermin Er, hayalini kurduğu dünyaları kağıtla yaratarak, hayal gücümüzü mizahla harmanlayarak yeni dünyaları keşfediyor, gündelik hayattan alınma ya da düş dünyasından kopma “an”lar yaratıyor.


Ahu Antmen sanatçının çalışma yöntemini ve eserlerini tanımlarken şöyle diyor: “Nermin Er’i, zanaatla bağı olan ama maharet gösterisine kalkışmayan, eskinin gölge tiyatrolarını anımsatırken sonuçta bir sinema çocuğu olduğunu ya da ‘manzara’ üretirken doğayı her kent insanı gibi zihninde ancak hayali bir atmosfer gibi taşıdığını ortaya koyan çağdaş bir gelenek yorumcusu olarak niteledirebiliriz.”


Nermin Er’in el becerisi, hayalgücü, mizah ve romantizmi birleştiren işlerinde masalsı bir dünyadan kareler görüyoruz. Sanatçının, düz beyaz kağıtları keserek ve kolajlayarak oluşturduğu kompozisyonlar, fonu doğa manzaraları ve kahramanları hayvanlar olan hayali sahnelerden oluşuyor.

 

Çocukluğumuzun masal kitaplarından hatırladıklarımıza benzer bu sahnelerde, doğa, bir tür anlatım sembolüne dönüşüyor. Kent yaşamının izlerinden uzak, neredeyse düşsel bir kaçış imkanı sunan bu işler, aslen, sanatçının sinema ve animasyondan ödünç aldığı bir estetik boyut barındırıyor. İşler, sinema, televizyon ve dijital medya çağının görsel dilini oluşturan ”hareketli imge” düzenini devralıyor. Bir animasyon filminin sekansından koparılmış birer kare izlenimi veren görüntülerde, anlatımın izleyicinin zihninde oluşması bekleniyor.

 

Başak Şenova ise Er’in yapıtlarıyla ilgili olarak şöyle demektedir: “…Nermin Er kağıtlarla iş yapıyor. Değişik dokularda kağıtları keserek, içlerinden parçalar eksilterek, ekleyerek, yapıştırarak küçük boyutlu kompozisyonlar üretiyor. Gündelik yaşamdan çıkardığı görsel alıntıları siluet biçiminde tanımladığı sinematografik sahnelerde birleştiriyor. Nermin Er’in ince ayrıntılarla kurguladığı bu siluetler, tuhaf ama kentsel yaşam içinde bize tanıdık gelen durumları tasvir etmeye girişiyor. Animasyon türündeki üretimlerden ve alt-kültürel görselliklerden etkiler alan bu çalışmalar giderek kaotikleşen ve sürekli deforme biçimler sunan günümüz estetiğini minimal bir dil içinde yorumluyor.”